Fatih SARIKAYA http://fatihsarikaya.com Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Sun, 16 Jul 2017 01:08:55 +0000 tr-TR hourly 1 https://wordpress.org/?v=4.8.24 http://fatihsarikaya.com/wp-content/uploads/2017/05/cropped-logo-32x32.png Fatih SARIKAYA http://fatihsarikaya.com 32 32 Tek Düzen Hesap Planına Uyulmadığı Gerekçesiyle Kesilen ÖUCZ Vergi Mahkemesi Tarafından Onaylanmakta http://fatihsarikaya.com/tek-duzen-hesap-planina-uyulmadigi-gerekcesiyle-kesilen-oucz-vergi-mahkemesi-tarafindan-onaylanmakta/ http://fatihsarikaya.com/tek-duzen-hesap-planina-uyulmadigi-gerekcesiyle-kesilen-oucz-vergi-mahkemesi-tarafindan-onaylanmakta/#respond Sat, 20 May 2017 18:51:42 +0000 http://fatihsarikaya.com/?p=189 Vergi Usul Kanununun “Özel Usulsüzlükler ve Cezaları” başlıklı 353/6. Maddesinde, bu kanuna göre belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslar ile muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ve kullanılmasına ilişkin kural ve standartlara uymayanlara 5.000,00 TL (460 Sıra No.lu V.U.K. Genel Tebliği 1.1.2016’dan itibaren Özel Usulsüzlük Cezası kesileceği hükme bağlanmıştır.

Yapılan vergi incelemeleri sonucunda da, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslar ile muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ve kullanılmasına ilişkin kural ve standartlara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilmektedir.

213 sayılı VUK madde 353/6 madde hükmüne göre, bu kanuna göre belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilebilmektedir. Son zamanlarda vergi müfettişleri tarafından bu konuda düzenlene raporlara göre cezaların kesilmesi önerilmektedir.

Vergi Mahkemeleri tarafından son yılarda verilen kararlara göre bu gibi konularda idari cezalar için de geçerli olan “cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı” genel ilkesine göre hareket ederek karar vermektedir. Yargı kararlarına göre, bu madde uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için öncelikle,

-Muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslara uyulmadığı hakkında hukuken geçerli bir tespitin bulunması,

– Beyanname eki tabloların hangi yönlerden standartlara uygun olmadığının açık bir biçimde ortaya konulması gerekmektedir.

Konuyla ilgili emsal bazı Danıştay kararları aşağıda olduğu gibidir:

  1. Danıştay 4. Dairesinin 17.02.1998 tarih ve E: 1997/1182, K: 1998/565 sayılı kararı,
  2. Ankara Bölge İdare Mahkemesi (2. Kurul) ‘nin 09.06.2014 tarihli ve E.2014/5685, K.2014/5303 sayılı Kararı
  3. Ankara Bölge İdare Mahkemesi (2. Kurul)’nin 29.04.2015 tarihli ve E. 2015/1298, K.2015/2531 sayılı kararı, Ankara 5. Vergi Mahkemesi’nin 24.10.2014 tarihli ve E.2014/1525, K.2014/1598 sayılı kararı

Sonuç olarak, vergi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora göre tek düzen hesap planına ve muhasebe ilkelerine uyulmadığı hakkında somut bir tespit yapılan vergi mükelleflerine kesilen özel usulsüzlük cezaları vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay tarafından tasdik edilmektedir. Öte yandan 213 sayılı VUK madde 353/1 hükmüne göre kesilen özel usulsüzlük cezalarında ise açılan davalar mükellefler lehine sonuçlanmaktadır.

Hürses

]]>
http://fatihsarikaya.com/tek-duzen-hesap-planina-uyulmadigi-gerekcesiyle-kesilen-oucz-vergi-mahkemesi-tarafindan-onaylanmakta/feed/ 0
Katma Değer Vergisi’nde Vergiyi Doğuran Olay http://fatihsarikaya.com/katma-deger-vergisinde-vergiyi-doguran-olay/ http://fatihsarikaya.com/katma-deger-vergisinde-vergiyi-doguran-olay/#respond Sat, 20 May 2017 18:51:41 +0000 http://fatihsarikaya.com/?p=188 Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 10’uncu maddesinde hükme bağlandığı üzere vergiyi doğuran olayın hukuki koşulları belirlenmiştir. Şöyle ki;

Mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde vergiyi doğuran olay, mal teslimi veya hizmet ifasının yapıldığı anda meydana gelmektedir.

Vergi alacağının zamanında kavranması ve güvence altına alınması amacıyla malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi halinde ise bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere vergiyi doğuran olay fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi anında meydana gelmektedir.

Kısım kısım mal teslimi veya hizmet yapılması mutad olan veya bu hususlarda mutabık kalınan hallerde her bir kısmın teslimi veya bir kısım hizmetin yapılması anında vergiyi doğuran olay meydana gelmiş sayılmaktadır.

Komisyoncular aracılığı ile veya konsiyasyon suretiyle yapılan satışlarda vergiyi doğuran olay, malların satıcı tarafından komisyoncuya veya konsiyasyon suretiyle mal satanlara verildiği anda değil, malların komisyoncu veya konsiyatör tarafından alıcıya teslim edildiği tarihte meydana gelir.

Su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri enerji dağıtımı veya kullanımlarında bunların ilgili müesseselerce bedellerinin tahakkuk ettirilmesi ile vergiyi doğuran olay meydana gelir.

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 2/3’üncü maddesi uyarınca su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri dağıtımlar mal teslimi sayılmaktadır. Ancak bu tür malların teslimi önceden gerçekleştirildiği halde bu aşamada vergilendirilmesi mümkün olmadığından vergilendirme bunların bedellerinin hesaplandığı anda yapılmaktadır. Bu tür mükelleflerin mal bedellerini tahsil edip etmemeleri vergiyi doğuran olay açısından önem arz etmemektedir. Bilahare tahakkuk tutarlarında ortaya çıkan değişiklikler Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Matrah ve İndirim Miktarlarının Değişmesi’’ başlıklı maddesine göre düzeltilir.

İthalatta vergiyi doğuran olay gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin başladığı, gümrük vergisine tabi olmayan işlemlerde ise gümrük beyannamesinin tescil edildiği anda meydana gelmektedir.

Birden fazla vergilendirme dönemine yayılarak verilen hizmetlerde, hizmet bedelinin tamamının veya bir kısmının hizmet ifa edilmeden önce tahsil edilmesi halinde fatura ve belge düzenlenmemiş olması koşuluyla Katma Değer Vergisi doğmamaktadır. Ancak buna karşılık bir vergilendirme döneminden fazla devam eden hizmetlerde takvim yılının aylık dönemlerinden oluşan vergilendirme dönemleri itibarıyla Katma Değer Vergisi’nin hesaplanması ve verilecek hizmetlere ilişkin faturanın aylık ödeme tutarı belirtilerek düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak belli bir vergilendirme döneminde beyan edilmesi gereken Katma Değer Vergisi matrahının toplam hizmet bedelinin, hizmetin ifa edileceği aylık sürelere bölünmesi suretiyle tespiti mümkündür.

Toplam bedel hizmet tamamlandığında alınsa dahi hizmetin gerçekleştiği vergilendirme dönemlerine isabet eden tutarın ilgili olduğu dönemde beyan edilmesi zorunludur. Bu durumda mevcut düzenlemeler çerçevesinde hizmet bedelinin tamamının hizmet ifasının sonunda beyan edilmesi mümkün değildir.

Bir vergilendirme döneminden fazla devam eden hizmetlerin taksitlere bağlanması halinde, kredi kartı ile yapılan ödemelerde, POS makinesi tarafından başlangıçta düzenlenen ve hizmet bedelinin tamamını kapsayan ödeme planını gösteren belge, ayrıca fatura veya benzeri belge düzenlenmemiş olması koşuluyla Katma Değer Vergisi hesaplanmasını gerektirmemektedir. Vergiyi doğuran olay, aylık taksit miktarının şirketin banka hesabına geçtiği tarihte değil, bir vergilendirme döneminde fazla devam eden hizmetler için takvim yılının aylık vergilendirme dönemleri itibariyle gerçekleşmiş sayılır.

Diğer yandan hakedişli işlemlerde,  verilen hizmet nedeniyle elde edilen hakediş bedeli için hakedişin tahakkuk ettiğini belgeleyen kabul tutanağının düzenlendiği ve/veya hakediş raporunun onaylandığı tarihte vergiyi doğuran olay gerçekleşmektedir.

İTO Haber

]]>
http://fatihsarikaya.com/katma-deger-vergisinde-vergiyi-doguran-olay/feed/ 0
Yapılandırma Ödemelerinde Yeni Bir Şans Olmayacak http://fatihsarikaya.com/yapilandirma-odemelerinde-yeni-bir-sans-olmayacak/ http://fatihsarikaya.com/yapilandirma-odemelerinde-yeni-bir-sans-olmayacak/#respond Sat, 20 May 2017 18:51:40 +0000 http://fatihsarikaya.com/?p=187 Maliye Bakanı Naci Ağbal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl yürürlüğe giren ve vatandaşların başvuru konusunda “büyük bir teveccüh gösterdiği” yapılandırma uygulaması için mayıs ayının çok önemli olduğunu belirterek, aynı ilgiyi ödeme noktasında da beklediklerini söyledi.

Söz konusu uygulamayla vatandaşlara büyük imkanlar sağlandığına işaret eden Ağbal, bu imkanları kaybetmemek için ilk iki taksitin veya peşin ödemenin bu ayın sonuna kadar mutlaka yapılması gerektiğini vurguladı.

Yeniden yapılandırma uygulamasında ikinci taksitlerin ödenme süresinin ocaktan mayıs ayına ertelendiğini ve hem ilk taksit hem de peşin ödemelerini yapamayanlara yeni bir şans getirdiklerini anımsatan Ağbal, şunları kaydetti:

“Ödemelerini yapmayanlar, yapılandırmanın getirdiği imkanları kaybedecek ve yeni bir şans olmayacak. Önümüzdeki ay başvurularını almayı planladığımız yeniden yapılandırma uygulaması, asla geçmişte yapılandıran borçları kapsamıyor. Dolayısıyla vatandaşlarımızın mutlaka borçlarını bu ayın sonuna kadar ödemeleri gerekiyor. Yine SGK prim borçlarının ilk taksitinin veya seçenler için peşin ödemelerin de bu ay içinde yapılması lazım. Getirilen tüm imkanlara rağmen ödenmeyen borçlar için gereken takibi başlatacağız.”

“Büyük bir tanıtım kampanyası başlattık”

Bakan Ağbal, konunun önemi nedeniyle büyük bir tanıtım kampanyası yaptıklarını da bildirdi.

Hiçkimsenin bu imkanlardan yararlanma şansını kaybetmesini istemediklerini vurgulayan Ağbal, hemen her platformda vatandaşlara ulaşmaya çalıştıklarını ifade etti.

Ağbal, bu kapsamda yaklaşık 2 milyon vatandaşa hatırlatıcı mektup gönderdiklerini, televizyon, radyo ve internette ilanlar verdiklerini belirterek, bilboardlarda da hatırlatıcı afişlerin yer aldığını söyledi.

Gelir İdaresi Başkanlığındaki bürokratların sorumlu oldukları illerde vatandaşlara ulaştıklarına işaret eden Ağbal, “Vatandaşlarımızdan özellikle istirham ediyorum. Bunun telafisi yok. Biz tüm imkanlarımızla vatandaşlarımıza konunun önemini anlatmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

MUHASEBE TÜRK (AA)

]]>
http://fatihsarikaya.com/yapilandirma-odemelerinde-yeni-bir-sans-olmayacak/feed/ 0
Maliye Bakanı Uyardı! http://fatihsarikaya.com/maliye-bakani-uyardi/ http://fatihsarikaya.com/maliye-bakani-uyardi/#respond Sat, 20 May 2017 18:51:40 +0000 http://fatihsarikaya.com/?p=186 Maliye Bakanı Naci Ağbal, kamuya olan borçlarını yapılandıran herkesin taksit veya peşin ödemelerini bu ayın sonuna kadar mutlaka yapmaları gerektiğine dikkati çekerek, “Ödemelerini yapmayanlar, yapılandırmanın getirdiği imkanları kaybedecek ve yeni bir şans olmayacak.” dedi.

Bakan Ağbal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl yürürlüğe giren ve vatandaşların başvuru konusunda “büyük bir teveccüh gösterdiği” yapılandırma uygulaması için mayıs ayının çok önemli olduğunu belirterek, aynı ilgiyi ödeme noktasında da beklediklerini söyledi.

Söz konusu uygulamayla vatandaşlara büyük imkanlar sağlandığına işaret eden Ağbal, bu imkanları kaybetmemek için ilk iki taksitin veya peşin ödemenin bu ayın sonuna kadar mutlaka yapılması gerektiğini vurguladı.

Yeniden yapılandırma uygulamasında ikinci taksitlerin ödenme süresinin ocaktan mayıs ayına ertelendiğini ve hem ilk taksit hem de peşin ödemelerini yapamayanlara yeni bir şans getirdiklerini anımsatan Ağbal, şunları kaydetti:

“Ödemelerini yapmayanlar, yapılandırmanın getirdiği imkanları kaybedecek ve yeni bir şans olmayacak. Önümüzdeki ay başvurularını almayı planladığımız yeniden yapılandırma uygulaması, asla geçmişte yapılandıran borçları kapsamıyor. Dolayısıyla vatandaşlarımızın mutlaka borçlarını bu ayın sonuna kadar ödemeleri gerekiyor. Yine SGK prim borçlarının ilk taksitinin veya seçenler için peşin ödemelerin de bu ay içinde yapılması lazım. Getirilen tüm imkanlara rağmen ödenmeyen borçlar için gereken takibi başlatacağız.”

– “Büyük bir tanıtım kampanyası başlattık”

Bakan Ağbal, konunun önemi nedeniyle büyük bir tanıtım kampanyası yaptıklarını da bildirdi.

Hiçkimsenin bu imkanlardan yararlanma şansını kaybetmesini istemediklerini vurgulayan Ağbal, hemen her platformda vatandaşlara ulaşmaya çalıştıklarını ifade etti.

Ağbal, bu kapsamda yaklaşık 2 milyon vatandaşa hatırlatıcı mektup gönderdiklerini, televizyon, radyo ve internette ilanlar verdiklerini belirterek, bilboardlarda da hatırlatıcı afişlerin yer aldığını söyledi.

Gelir İdaresi Başkanlığındaki bürokratların sorumlu oldukları illerde vatandaşlara ulaştıklarına işaret eden Ağbal, “Vatandaşlarımızdan özellikle istirham ediyorum. Bunun telafisi yok. Biz tüm imkanlarımızla vatandaşlarımıza konunun önemini anlatmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

MUHASEBE TÜRK (AA)

]]>
http://fatihsarikaya.com/maliye-bakani-uyardi/feed/ 0
Başkasının Vergisinden Ne Kadar Sorumluyuz? http://fatihsarikaya.com/baskasinin-vergisinden-ne-kadar-sorumluyuz/ http://fatihsarikaya.com/baskasinin-vergisinden-ne-kadar-sorumluyuz/#respond Sat, 20 May 2017 18:51:39 +0000 http://fatihsarikaya.com/?p=185 Başkasının vergisinden sorumlu olmak da nereden çıktı demeyin. Oldukça yaygın bir konudan bahsediyorum. Başkasının vergisinden sorumlu olabilirsiniz.

İşte yaygın olarak karşılaşılabilecek birkaç örnek.

Kanuni temsilcilerin sorumluluğu

Tüzel kişilerin vergi mükellefi veya sorumlusu olması durumunda, bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirilmesi gerekiyor. Bu ödevin yerine getirilmemesi nedeniyle tüzel kişi mükellef veya vergi sorumlusunun varlığından alınamayan vergi ve bu vergiye bağlı kamu alacakları, kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin malvarlığından alınabilir. Kanuni temsilciler bu şekilde ödemek zorunda kaldıkları vergi asılları için asıl mükellefe rücu edebilirler. Ancak asıl mükelleften vergi aslını tahsil de etseler sonuçta bir mali yüke katlanmak zorunda kalabilirler. Vergi aslı dışındaki borçlar için rücu olanağı da yok.

Vergi kesenlerin sorumluluğu

Yaptıkları ödemelerden vergi kesmek zorunda olanlar, verginin tam olarak kesip süresinde vergi dairesine ödenmesinden sorumludurlar. Örneğin, işletmesinde işçi istihdam edenler veya danışmanlık hizmeti alanlar, yaptıkları ücret ve serbest meslek ödemesinden vergi kesmek ve yatırmak zorundadırlar. Vergi dairesine ödenecek olan vergi istihkak sahibinin vergisidir ancak ödemeyi yapan vergi kesintisi yapıp ödemediyse, bunun için bir tarhiyatla karşılaşacaktır.

Damga vergisinde kâğıtları imzalayanların sorumluluğu

Damga vergisinin mükellefi esas olarak, vergiye tabi kâğıtları imzalayanlardır. Birden fazla kişi tarafından imzalanan kâğıtlara ait vergi ve cezanın tamamından, imza edenler müteselsil olarak sorumludurlar.

Bir sözleşmede, ödenmesi gereken damga vergisinden hangi tarafın sorumlu olacağı belirlenmiş olabilir. Taraflardan birinin bu çerçevede vergiyi ödemesi, diğer tarafın sorumluluğunu da sonlandırır. Ancak sözleşmeye göre vergiyi ödemesi gereken tarafın bu görevini yerine getirmemesi durumunda, diğer taraf vergi ve cezalardan müteselsilen sorumlu olmaya devam eder. Sözleşmedeki hüküm, vergi dairesini bağlamaz. Vergiyi ödeyen taraf elbette sözleşmeye dayanarak ödediği vergiyi özel hukuk hükümleri çerçevesinde karşı taraftan talep edebilir.

Damga vergisinde kağıdın hükmünden yararlananların sorumluluğu

Yabancı ülkelerde düzenlenen kâğıtların damga vergisini, Türkiye’de bu kâğıtları resmi dairelere ibraz eden, üzerlerinde devir veya ciro işlemleri yapanlar veya her hangi bir şekilde hükümlerinden faydalananlar ödemektedir. Bu kural gereği, her hangi bir şekilde taraf olunmayan bir sözleşme nedeniyle, bu sözleşme bir resmi daireye ibraz edildiği veya hükmünden yararlanıldığı için, damga vergisi ödeme yükümlülüğü doğabilir.

Resmi dairelerle veya vergiden muaf olanlarla sözleşme yapanların sorumluluğu

Resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kâğıtların damga vergisi kişiler tarafından ödenmektedir. Benzer şekilde, vergiden muaf kişiler ile imzalanan kâğıtların vergisi diğer kişiler, vergiden muaf kurumlarca düzenlenen ve sadece bu kurumların imzasını taşıyan kâğıtlara ait verginin tamamı diğer kişiler tarafından ödenir. Görüldüğü gibi, vergiden muaf olanlarla imzalanan kâğıtların vergisi tam olarak ve tamamı diğer kişi tarafından ödemektedir.

Yabancılara ödeme yapanların sorumluluğu

Gelir Vergisi Kanunu’na göre bu vergide tarhiyatın muhatabı, gerçek kişilerdir. Dar mükellef bir kişinin Türkiye’de vergiye tabi bir gelir elde etmesi durumunda; kendisi, varsa daimi temsilcisi, daimi temsilcisi de yoksa kazanç veya iradı yabancı kişiye sağlayanlar tarhiyata muhatap olabilirler. Bu çerçevede örneğin Türkiye’de bulunan bir varlığını satan ve vergiye tabi bir gelir elde eden dar mükellef bir kişi elde ettiği geliri beyan edip vergisini ödemezse, bu vergi varlığı satın alarak kazanç sağlayan kişi adına tarh edilebilir.

Benzer düzenleme Kurumlar Vergisi Kanunu’nda da vardır. Dar mükellef bir kurumun Türkiye’de vergiye tabi bir gelir elde etmesi ve yasal yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda, kuruma kazanç sağlayanların vergiye muhatap olmaları mümkündür.
Bu tür bir tarhiyata muhatap olmamak için, kazancı sağlayanların gerekli önlemi alması, dar mükellef kişi veya kurum vergisini ödemeden yükümlülük tutarı kadar bir tutarı teminat olarak tutması gerekebilir.

KDV’de işleme taraf olanların sorumluluğu

Katma değer vergisi uygulamasında iki farklı sorumluluk müessesesi vardır.

Birincisi, kanunun 9. maddesinde düzenlenen sorumluluk uygulamasıdır. Bu maddede düzenlenen sorumluluk, tevkifat sorumluluğudur. Bu madde gereği, gerek hizmet ithalinde, gerekse de Maliye Bakanlığınca belirlenen yurt içi teslim ve hizmetlerde, hesaplanan KDV’nin bir kısmı veya tamamı sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenmektedir.

İkincisi Vergi Usul Kanunu’nun “Vergi kesenlerin sorumluluğu” başlıklı 11. maddesinde düzenlenen sorumluluk uygulamasıdır. Her ne kadar maddenin başlığı ve içeriği vergi kesenlerin sorumluluğunu öngörse de, maddenin gerekçesinde düzenlemenin katma değer vergisinde de uygulanağı ifadesi yer almakta, uygulaması da gerekçede olduğu gibi yapılmaktadır. Bu madde gereği, Hazineye intikal etmeyen vergiden, alım-satıma taraf olanlar veya hizmetten yararlananlar, koşulların yerine gelmesi durumunda sorumlu tutulabilmektedir.

Dünya

]]>
http://fatihsarikaya.com/baskasinin-vergisinden-ne-kadar-sorumluyuz/feed/ 0
Vergi Suçlarında Dava Zamanaşımı http://fatihsarikaya.com/vergi-suclarinda-dava-zamanasimi/ http://fatihsarikaya.com/vergi-suclarinda-dava-zamanasimi/#respond Sat, 20 May 2017 18:51:39 +0000 http://fatihsarikaya.com/?p=184 Vergi suçu işleyenler adına VUK md. 359 hükmünün (a) fıkrası gereğince 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası, (b) fıkrası hükmü gereğince ise 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezasına hükmolunmaktadır.   Buna göre, TCK md.102/1-4 maddesine göre “vergi suçunda” dava zamanaşımı 5 yıl olmaktadır. Bu müddet hem tamamlanmış ve hem de teşebbüs durumunda kalmış vergi suçları için 5 yıldır.[1]

Vergi suçları açısından söz konusu olan bu 5 yıllık süre, doğal olarak hiç kesintiye uğramaması veya durmaması halinde söz konusu olmaktadır. Dava zamanaşımını kesen TCK 104. maddedeki sebeplerden biri gerçekleştiğinde süre daha uzun olabilecektir. Ancak zamanaşımı ne kadar kesilirse kesilsin vergi suçları için bu müddet 7 yıl 6 aydan daha fazla olamaz.[2]

VUK’nun 374. maddesinde belirtilen zamanaşımı süreleri vergi cezalarına (usulsüzlük ve vergi ziyaı cezalarında) uygulanacak sürelerdir. Bu kanunun 359. maddesinde sayılan fiiller nedeniyle hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmolunması gerektiği durumda TCK’nunda belirtilen sürelere bakılması gerekir.[3]

TCK’nun 66. maddesinde “Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davasının; 5 yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda 8 yıl, geçmesiyle” düşeceği hükmü yer almaktadır. Ayrıca fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmuş olup da 15 yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, 2/3 geçmesiyle kamu davasının düşeceği, dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibariyle suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulundurulacağı, sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırının göz önüne alınacağı; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezasının esas olacağı da belirtilmiştir.

Aynı maddede zamanaşımının, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlemeye başlayacağı hükmüne yer verilmiştir. Vergi suçlarında sonuç vergi ziyaı olmakla birlikte, 4369 sayılı kanunla vergi suçlarında vergi ziyaı suçun unsuru olmaktan çıkarıldığı için vergi suçu neticesi harekete bitişik suç, şekil suç veya sırf hareket suçu olarak adlandırılan suç kategorisine girmiştir. Bu nedenle, vergi suçlarında vergi ziyaının oluşması beklenmemektedir. Dolayısıyla VUK’nun 359. maddesinde sayılan suçlarda dava zamanaşımı da fiilin gerçekleştiği günden başlar.[4]

TCK’nun 66. maddesinde 5 yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda 8 yıllık zamanaşımı süresi belirlendiğinden VUK’nun 359. maddesinde sayılan suçlarda dava zamanaşımı süresi de 8 yıl olmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere bu süre fiilin işlendiği tarihten itibaren başlayacaktır.[5]


[1] BAYKARA Bekir, “Teori ve Pratik Yönleriyle Vergi ve Vergi Ceza Hukuku”, HUD Yayınları, Aralık 2008, Ankara, s.422-423.

[2] Yargıtay 9. Ceza Dairesi Kararı: 17.03.1993 gün ve E:1993/988-K:1999/1325 sayılı kararları.

[3] DONAY Süheyl, Hürriyeti Bağlayıcı Cezalarda Zamanaşımı, 19.02.2001 tarihli Radikal Gazetesinin Ekonomi Sayfası.

[4] Zamanaşımının başlangıcının vergi ziyaının oluştuğu günden başlayacağı konusundaki görüşler için bkz. BAYKARA Bekir, age. s.418 – 425

[5] BAYKARA Bekir, age. 420

Hürses

]]>
http://fatihsarikaya.com/vergi-suclarinda-dava-zamanasimi/feed/ 0
Kazandıran Tazminat http://fatihsarikaya.com/kazandiran-tazminat/ http://fatihsarikaya.com/kazandiran-tazminat/#respond Sat, 20 May 2017 18:51:38 +0000 http://fatihsarikaya.com/?p=183 Bu hafta son şekli verilip sosyal taraflara getirilecek olan kıdem tazminat fonu tasarısı hem çalışanı hem de iş vereni koruyucu maddeler içeriyor. Çalışan parasına kavuşurken işveren külfetten kurtulacak.

Kıdem tazminat fonu ile ilgili detayları ilk kez bu köşeden duyurmuştuk. Yine bu konudaki tüm gelişmeleri sizinle paylaşmaya devam ediyoruz. Yaklaşık 13 milyon çalışanı ve yine 3 milyona yakın iş vereni ilgilendiren bu değişiklik artık son aşamaya geldi. Kafalardaki soru işaretleri de yavaş yavaş netleşiyor. Taslak olarak hazırlanan sistem Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda görüşüldükten sonra sosyal tarafların görüşüne açılacak ve son şekli verilecek. Sistem aslında herkesin hakkı olan kıdem tazminatına ulaşabilmesini, bu gün sürdürülemeyen sistemin son bulmasını öngörüyor. Bunu yaparken de hem işvereni hem de çalışanı koruyan bir özellik taşıyor. Kırmızı çizgi olarak görülen her yıla 30 gün brüt maaş ile kazanılmış hakların korunması da sağlanmış oluyor. Biz de bugün bu iki açıdan yeni fon sistemine bakmak istiyoruz. Bazı dezavantajlar oluşuyor gibi görünse de avantajlar daha fazla.

ÇALIŞANIN AVANTAJLARI:

Kıdem tazminatını hak etmesi için 1 yıl çalışması gerekmeyecek.

İşe başlar başlamaz hesabı açılacak.

Hesabındaki parayı kontrol edebilecek, nemalandırabilecek.

Tazminatı patronun kasasında değil kendi hesabında olacak.

İş değiştirmek istediğinde kıdem tazminatı ayağına bir bağ olmayacak. Fondaki hesabını isteği işyerine taşıyabilecek

Belli şartlarda ihtiyacı olduğunda bu fondan parasını çekebilecek.

Şirket zora düşse bile tazminatı garanti altında olacak, mahkeme kapılarında sürünmeyecek.Tazminatını alabilmek için işten atılmayı beklemeyecek, istifa ettiğinde de tazminat alacak.

Daha iyi şartlarda iş bulduğunda ‘tazminat’ engelini düşünmeden oraya geçebilecek.

İŞVERENİN AVANTAJLARI:

Çalışan sayısı kadar tazminat için kaynak ayırmak zorunda kalmayacak.

Toplu çıkışlarda iflas riski olmayacak.

Her ay yatıracağı primlerle maliyetleri düşecek. Maliyetler zamana yayılacak. Tazminatlar planlanır hale gelecek.

Her ay yatıracağı primlere devlet desteği de alacak.

Yeni işçi almak istediğinde tazminat engeli olmayacak.
İşçiyi çıkartırken de tazminatı düşünmeyecek.

İşverenlerde işçisiyle mahkemelik olmaktan kurtulacak.

Tazminat almak için işten çıkartılmak isteyen işçilerin oluşturduğu iş barışını bozma girişimleri ortadan kalkacak.

Yeni bir iş yeri satın alırken oradaki en yüksek maliyet olan tazminatlar meselesi ortadan kalkacak.

Yapılan ödemeleri gider olarak yazabilecekler.

Yeni Asır

]]>
http://fatihsarikaya.com/kazandiran-tazminat/feed/ 0
Serbest Meslek Kazancı Elde Edenlere Mahkemeden Güzel Haber http://fatihsarikaya.com/serbest-meslek-kazanci-elde-edenlere-mahkemeden-guzel-haber/ http://fatihsarikaya.com/serbest-meslek-kazanci-elde-edenlere-mahkemeden-guzel-haber/#respond Sat, 20 May 2017 18:51:37 +0000 http://fatihsarikaya.com/?p=182 Son zamanlarda Doktor, Avukat, Mali Müşavir gibi serbest meslek kazancı elde edenlere Vergi Müfettişleri odaların belirlediği tarifenin altında kazanç elde edemeyeceklerine yönelik vergi inceleme raporları düzenlemekte, vergi tarhiyatı yapmakta ve ceza kesmektedir. Bu tür meslekleri yapıp serbest meslek kazançları elde edenler her zaman odaların belirlediği tarifeden hizmet verememekte, tarifenin altında makbuz kesebilmektedir.

06.03.3017 tarihli İstanbul 8. Vergi Mahkemesi’nin 2016/480 Esas ve 2017/457 Karar numaralı Kararında, Vergi Mahkemesi, Serbest Muhasebecilik ve Mali Müşavirlik (SMMM) hizmeti karşılığında müşterilerinden asgari ücret tarifesinin altında ücret alarak serbest meslek makbuzu düzenlediği tespit edilen ve düzenlenen serbest meslek makbuzları toplam tutarı ile asgari ücret tarifesine göre alınması gereken ücret tutarları toplamı arasındaki farktan hareketle adına düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden dava açan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirin (SMMM) davasını aşağıda ele alacağımız gerekçe ile kabul etmiş ve tarhiyatlar ile kesilen cezaları kaldırmıştır.

KDV Kanunu’nun 27/5 Maddesi uyarınca da, serbest meslek faaliyetleri için ilgili meslek teşekküllerince tespit edilmiş bir tarife varsa, hizmetin bedeli, bu tarifede gösterilen ücretten düşük olamaz.

Bilindiği gibi, VUK’un 3/B Maddesine göre, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya, ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz. İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir.

Serbest meslek kazancı elde eden serbest meslek erbabının kazanç miktarı konusunda normal ve mutad olan durum, serbest meslek erbabının düzenlemiş olduğu ve defterlerine kaydettiği serbest meslek makbuzlarında yazılı olan miktarda kazanç elde etmesidir. Düzenlenen serbest meslek makbuzlarında yazılı olan tutarın haricinde kazanç elde edilmiş olduğunun kabul edilebilmesi için, idarenin vergi inceleme yetkisini kullanarak, gerektiğinde ilgili kişilerin de ifadeleri alınmak suretiyle davacının defter ve belgelerine göre daha fazla kazanç elde ettiğini somut ve inandırıcı delillere dayandırılmak suretiyle tereddüte mahal bırakmayacak biçimde ortaya koymak suretiyle ispat etmesi gerekmektedir. Dolayısı ile mükelleflerin defter ve belgelerine göre daha fazla kazanç elde ettiği konusunda ispat yükü idareye aittir.

VUK 134’üncü maddesi uyarınca vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, tespit edilmesi ve sağlamasıdır. Bu halde, serbest meslek erbabının verdiği muhasebe hizmeti karşılığında almış olduğuücrete ilişkin eksik tutarda serbest meslek makbuzu düzenlemek suretiyle kayıt ve beyan dışı bıraktığı bir hasılatının bulunup bulunmadığının hukuki, somut ve inandırıcı delillere dayanılarak açık ve tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya konulması gerekirken, davacının hizmet verdiği müşterilerden serbest muhasebeci ve mali müşavirler için belirlenen asgari ücret tarifesinde yer alan tutarlar kadar ücret aldığı halde, asgari ücretin altında belge düzenlediği varsayımına dayalı olarak tespit edilen hasılat üzerinden davacı adına salınan dava konusu vergi ziyaı cezalı KDV’de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Serbest meslek erbabının, serbest muhasebeci ve mali müşavirler için belirlenen asgari ücret tarifesinin altında belge düzenlenmiş olması bağlı olduğu meslek kuruluşu ile kendisi arasındaki hukuki durumu ( disiplin cezası verme vs.) etkilemekte olup, vergi kanunları karşısındaki hukuki durumu etkilememektedir.

Vergi Mahkemesi kararı sadece bu davanın sonucu bakımından değil, emsal bedele/tarifeye atıfta bulunmadan önce vergi incelemesinin tam olarak eksiksiz bir biçimde ve gerçeği yansıtacak şekilde somut delillerin ortaya konularak yapılması gerektiğini söylemesi bakımından da önemlidir.

Burada tarifeye atıfta bulunarak vergi inceleme raporu düzenlenmesi olayın kolayına kaçmak gibi bir sonuç doğurmaktadır, ancak Vergi Mahkemesi bunu kabul etmemektedir. Vergi Mahkemesi kararı piyasa gerçeğini dikkate alan bir karar olmuştur. Maalesef uygulamada odaların belirlediği ücretler her zaman alınamamaktadır. Şüphesiz ki, Doktor, Avukat, SMMM gibi bütün meslek erbapları daha fazla kazanmak ister. Fakat, her zaman bu mümkün olmayabiliyor. Mahkeme de kararında bunu ifade etmiştir ve çok yerinde bir karar olmuştur.

Finans Gündem

]]>
http://fatihsarikaya.com/serbest-meslek-kazanci-elde-edenlere-mahkemeden-guzel-haber/feed/ 0
Hangi SGK Alacakları Nasıl Yapılandırılacak http://fatihsarikaya.com/hangi-sgk-alacaklari-nasil-yapilandirilacak/ http://fatihsarikaya.com/hangi-sgk-alacaklari-nasil-yapilandirilacak/#respond Sat, 20 May 2017 18:47:44 +0000 http://fatihsarikaya.com/?p=169 SGK alacaklarının yapılandırılmasını da öngören ‘Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun Tasarısı’, 4 Mayıs 2017 tarihinde TBMM’ye gönderildi. Tasarıda yapılandırılacak SGK alacakları ve yapılandırma esasları da şekillenmeye başladı.

SİGORTA PRİM ALACAKLARI

Tasarının mevcut hali ile Sosyal Güvenlik Kurumu’na ait bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin düzenlemeler yapıldı. Buna göre, 2017 yılı Mart ayı ve önceki aylara ilişkin olup kanunun yayımı tarihinden önce tahakkuk ettiği halde kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan;

  • SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan, sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, topluluk sigortası primi alacaklarının,
  • Kanuna göre yapılan başvuru tarihi itibarıyla ilgili mevzuatına göre ödenmesi imkanı ortadan kalkmamış olan isteğe bağlı sigorta primleri ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı alacak asılları ile bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların,

ÖZEL NİTELİKTEKİ İNŞAATLAR

  • Yaşlılık, emekli veya malullük aylığı bağlandıktan sonra 4/b kapsamında sigortalılık statüsü kapsamında sigortalı sayılmasını gerektirir nitelikte çalışması nedeniyle ilgili mevzuatına göre ödenmesi gereken, 2016 yılı Şubat ayı ve önceki aylara ilişkin sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacaklarının,
  • 2017 yılı Mart ayı ve önceki aylarda bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin olup kanunun yayımı tarihinden önce Sosyal Güvenlik Kurumunca re’sen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edildiği halde ödenmemiş olan; özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespitler sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ile bu alacaklara gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanan alacakların,

İDARİ PARA CEZALARI

  • 2017 yılı Mart ayı ve önceki aylarda işlenen fiillere ilişkin olup ilgili kanunlar uyarınca uygulanan idari para cezaları ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları ile
  • Kapsama giren alacakların; asıllarının kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olmasına rağmen, fer’ilerinin kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olduğu durumlarda, aslı ödenmiş fer’i alacağın yeniden yapılandırılması düzenleniyor.

YAPILANDIRILAMAYAN ALACAKLAR

Mevcut tasarıda, işsizlik sigortası primlerinin yapılandırılmasına yönelik bir düzenleme yer almıyor. Ayrıca iş kazası ve meslek hastalıklarından kaynaklanan SGK’nın rücû davaları nedeniyle oluşan borçlara yönelik de bir hüküm bulunmuyor.

PEŞİN VE TAKSİT SEÇENEKLERİ

SGK’ya bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk taksitinin, kanunun yayımlandığı tarihi izleyen dördüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami 18 eşit taksitte ödenmesi gerekir. SGK tarafından hesaplanan borç tutarının; ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi halinde, bu tutara kanunun yayımlandığı tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz alınmayacak. Taksitle ödenmek istenmesi durumunda, borçluların başvuru sırasında 6, 9, 12 veya 18 eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri şart. Başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilecek.

GECİKME CEZASI VE FAİZ SİLİNİYOR

SGK, alacaklarının asıllarından vazgeçmiyor. Alacaklar, Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak yeni tutarları taksitlendirme kolaylığı ile birlikte tahsil edilecek. Bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı faizi tamamen silinecek.

İTO Haber

]]>
http://fatihsarikaya.com/hangi-sgk-alacaklari-nasil-yapilandirilacak/feed/ 0
Bağımsız Denetim için Ödeyeceğiniz Hizmet Bedelinin İadesi http://fatihsarikaya.com/bagimsiz-denetim-icin-odeyeceginiz-hizmet-bedelinin-iadesi/ http://fatihsarikaya.com/bagimsiz-denetim-icin-odeyeceginiz-hizmet-bedelinin-iadesi/#respond Sat, 20 May 2017 18:47:43 +0000 http://fatihsarikaya.com/?p=168 8.13.1. Destek Unsurları

  1. İşletmelerin; Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetim kuruluşları ve bağımsız denetim yapan Yeminli Mali Müşavirlerden aldıkları bağımsız denetim hizmetlerine destek verilir.
  2. Her bir denetim hizmeti için destek üst limiti 7.500 (yedibinbeşyüz) TL’yi geçemez.
  3. Uygulama Birimi tarafından gerekli sorgulamalar KGK’nın web sayfasından yapılır.
  4. Program süresince desteğin üst limiti 15.000 (onbeşbin) TL’dir.
]]>
http://fatihsarikaya.com/bagimsiz-denetim-icin-odeyeceginiz-hizmet-bedelinin-iadesi/feed/ 0